Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Bugün Modern Klasiklerden Bilinmeyen Adanın Öyküsü kitabının analizini yapmak istiyorum. Yine ilgi devam ederse ben de devam ederim analizlere elbette.
Eser kısa bir eser. Fakat eserin kısa olması sizi yanıltmasın çünkü üzerine konuşulacak çok şey var. Ben bu yazımda ana hatlarıyla çok kısa bir analizini yapacağım eserin.
Öncelikle kısa bir bilgiyle başlayayım. Yazar çoğu noktalama işaretini kullanmıyor. Sadece virgül var. Okurken sesler birbirine karışıyor bazen. Fakat bu bilinçli olarak yazar tarafından yapılmış. Yazar insanların farklılıklarının arkasında bir ortak noktaları, bir birlikleri olduğunu düşünüyor. Bu yüzden siz eseri okurken karakterlerin aynı zamanda siz olmasını istiyor. Kimin konuştuğunu bilmiyorsunuz, çünkü aslında siz konuşuyorsunuz.
Eserde bir adam kraldan bilinmeyen bir adayı keşfetmek için gemi istiyor. Kral önce gülüyor, tüm adalar bulundu diyor. Ama adam ısrar ediyor ve kraldan gemiyi alıp rüzgarı da arkasına alarak bilinmeyen adaya doğru yolculuk ediyor.
Bu kitapta gemiyi isteyen adam biz oluyoruz. Evet şu an bu yazıyı yazan ben, okuyan sen oluyorsun. Bilinmeyen ada dediğimiz şey ise benliğimiz. Biz kendimizi bulmak için yolculuğa çıkıyoruz. Çünkü kendimizi bilmiyoruz aslında. Kral dogmanın, yıkılmaz önyargıların simgesi. Etrafınızda bu krallardan çok var bilirsiniz. Sizin kim olduğunuzu size söylemeye cesaret eden insanlar, önyargılar, dogmalar.
“Bilmiyor musun ki kendinden dışarı çıkıp kendine bakmadıkça kim olduğunu asla bilemezsin” diyor yazarımız öyküde. Bu cümle çok iyi bir cümle. Hayatınızda ki önyargılardan, dogmalardan, yani karanlığınızdan dışarıya çıkıp kendinize baktığınızda işte ancak o zaman kendi gerçeğinizi tüm çıplaklığıyla görebilirsiniz.Bunu cahilliğini ve karanlığın içinde bulunduğunu kabul edip aydınlığa yönelen tüm insanlar bilirler.
Yazar yelkenli bir gemiyi seçer kitapta açılmak için denize. Yelkenliler rüzgarı arkasına alarak giderler çünkü. İşte bu rüzgar hayatı simgeliyor. Hayat sizi oraya savuruyor, buraya savuruyor, her şey bitti, umudum kalmadı diyorsunuz ama birden her şey değişiyor. Ve en sonunda yaşam size kendinizi bulduruyor. Demek ki kendinizi bulmanız için yaşamanız lazım. Korkmadan yaşamanız.
Eserin başında insanlar kralın kapısına gelip ondan bir şeyler isterler hep. İnsanlar dilek kapısında beklerler fakat kral hep hediyeler kapısının önünde oturmaktadır. Dilek kapısında ki insanlar krala çok zor ulaşır. Kral da bir emir verdiğinde bu emir dilek kapısında ki insanlara çok zor ulaşır. Kralın ve halkın birbirine bu kadar zor ulaşmasının sebebi bürokrasidir. Yazar burada gayet güzel bir eleştiri yapmış. Bunu hepiniz biliyorsunuz zaten öyle değil mi? Politikacılar sürekli biz halkın yanındayız, halk için çalışıyoruz derler. Fakat konuşmaları bittikten sonra onlara ulaşmak imkansızdır. Onlar hep aynı kral gibi kendilerine bir şeyler sunan insanlarla ilgilenirler.
Peki siz? Etrafınızda ki krallara boyun eğip olmadığınız birisi olarak mı hayatınızı süreceksiniz? Yoksa kendinizi bulmak için korkmadan, rüzgarı arkanıza alarak yelkenliyle bir serüvene mi atılacaksınız? Seçim sizin.
Tarih: 2018-01-06 15:20:27 Kategori: Edebiyat
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Bilinmeyen Adanın Öyküsü Analiz Nedir
Eser kısa bir eser. Fakat eserin kısa olması sizi yanıltmasın çünkü üzerine konuşulacak çok şey var. Ben bu yazımda ana hatlarıyla çok kısa bir analizini yapacağım eserin.
Öncelikle kısa bir bilgiyle başlayayım. Yazar çoğu noktalama işaretini kullanmıyor. Sadece virgül var. Okurken sesler birbirine karışıyor bazen. Fakat bu bilinçli olarak yazar tarafından yapılmış. Yazar insanların farklılıklarının arkasında bir ortak noktaları, bir birlikleri olduğunu düşünüyor. Bu yüzden siz eseri okurken karakterlerin aynı zamanda siz olmasını istiyor. Kimin konuştuğunu bilmiyorsunuz, çünkü aslında siz konuşuyorsunuz.
Eserde bir adam kraldan bilinmeyen bir adayı keşfetmek için gemi istiyor. Kral önce gülüyor, tüm adalar bulundu diyor. Ama adam ısrar ediyor ve kraldan gemiyi alıp rüzgarı da arkasına alarak bilinmeyen adaya doğru yolculuk ediyor.
Bu kitapta gemiyi isteyen adam biz oluyoruz. Evet şu an bu yazıyı yazan ben, okuyan sen oluyorsun. Bilinmeyen ada dediğimiz şey ise benliğimiz. Biz kendimizi bulmak için yolculuğa çıkıyoruz. Çünkü kendimizi bilmiyoruz aslında. Kral dogmanın, yıkılmaz önyargıların simgesi. Etrafınızda bu krallardan çok var bilirsiniz. Sizin kim olduğunuzu size söylemeye cesaret eden insanlar, önyargılar, dogmalar.
“Bilmiyor musun ki kendinden dışarı çıkıp kendine bakmadıkça kim olduğunu asla bilemezsin” diyor yazarımız öyküde. Bu cümle çok iyi bir cümle. Hayatınızda ki önyargılardan, dogmalardan, yani karanlığınızdan dışarıya çıkıp kendinize baktığınızda işte ancak o zaman kendi gerçeğinizi tüm çıplaklığıyla görebilirsiniz.Bunu cahilliğini ve karanlığın içinde bulunduğunu kabul edip aydınlığa yönelen tüm insanlar bilirler.
Yazar yelkenli bir gemiyi seçer kitapta açılmak için denize. Yelkenliler rüzgarı arkasına alarak giderler çünkü. İşte bu rüzgar hayatı simgeliyor. Hayat sizi oraya savuruyor, buraya savuruyor, her şey bitti, umudum kalmadı diyorsunuz ama birden her şey değişiyor. Ve en sonunda yaşam size kendinizi bulduruyor. Demek ki kendinizi bulmanız için yaşamanız lazım. Korkmadan yaşamanız.
Eserin başında insanlar kralın kapısına gelip ondan bir şeyler isterler hep. İnsanlar dilek kapısında beklerler fakat kral hep hediyeler kapısının önünde oturmaktadır. Dilek kapısında ki insanlar krala çok zor ulaşır. Kral da bir emir verdiğinde bu emir dilek kapısında ki insanlara çok zor ulaşır. Kralın ve halkın birbirine bu kadar zor ulaşmasının sebebi bürokrasidir. Yazar burada gayet güzel bir eleştiri yapmış. Bunu hepiniz biliyorsunuz zaten öyle değil mi? Politikacılar sürekli biz halkın yanındayız, halk için çalışıyoruz derler. Fakat konuşmaları bittikten sonra onlara ulaşmak imkansızdır. Onlar hep aynı kral gibi kendilerine bir şeyler sunan insanlarla ilgilenirler.
Peki siz? Etrafınızda ki krallara boyun eğip olmadığınız birisi olarak mı hayatınızı süreceksiniz? Yoksa kendinizi bulmak için korkmadan, rüzgarı arkanıza alarak yelkenliyle bir serüvene mi atılacaksınız? Seçim sizin.
Tarih: 2018-01-06 15:20:27 Kategori: Edebiyat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx